Assign modules on offcanvas module position to make them visible in the sidebar.

turkish  english

sak1

20 Eylül Cuma günü Sakarya Peyzaj ve Süs Bitkiciliği festivalinde SÜSBİR tarafından ‘Sektörde İç Pazar ve İhracatın Geliştirilmesi ve Üretimde Kalitenin Arttırılması’ konulu panel gerçekleşti.

Panelde SÜSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dündar ve SÜSBİR Yönetim Kurulu üyeleri Mustafa Bilgin, Umut Sakarya ve İsmail Hakkı Kocaoğlu konuşmacı olarak yer aldı.

Başkan Dündar, konuşmasında Sektörün genel bir değerlendirmesini yaptıktan sonra sektörün son yıllarda yaşadığı değişim ve gelişimden bahsetti.

 

Dündar, Seçilen panel konusunun şuan sektörün gündeminde olan en önemli konuların başında geldiğini belirtti. Durma noktasına gelen iç pazarı dengelemek için ihracata yönelmemiz gerektiğinin altını çizen Dündar, Türkiye’nin Dünya ihracat pazarındaki yerini ve Türkiye ile birlikte Hollanda, Almanya gibi diğer ülkelerin 2018 yılında ihracat rakamlarını verdi.

Avrupa’ya az da olsa ihracatımızın başladığını bunun dışında Türki Cumhuriyetlere yapılan ihracatla birlikte Kuzey Afrika ,Fas,Tunus,Cezayir,Lübnan,Suriye ve Katar’a da ihracatımızın arttığından bahsetti. Başkan Dündar, açılan yeni pazarlar ve mevcutta ihracatın arttığı pazarları geliştirmenin üretimi geliştirmeye bağlı olduğunu kaydetti.

Ayrıca Türkiye’de kurulacak yabancı kaynaklı yatırım ofislerinin de ihracatımıza katkı sağlayacağından bahseden Dündar, Royal Flora Holland gibi firmaların Türkiye’yi üs olarak kullanmasını fırsata çevirmemiz gerektiğini ve işbirlikleri kurarak bu yolla da ihracatı arttırabileceğimizi vurguladı.

Gelen bir soru üzerine Başkan Dündar, işletmelerde yaşanan teknik eleman sorunuyla ilgili de görüşlerini bildirdi. Okullarda verilen teknik eğitimin yanı sıra işletmelerin de bir okul görevi gördüğünü pratik uygulamaların mezun olan hevesli öğrencileri yetiştirmek için oldukça önemli olduğunu kaydetti.

Yönetim Kurulu üyemiz Mustafa Bilgin, sektörde ihracatın gelişmesi için en önemli iki etkenin, kalite ve verimli üretim olduğuna değindi. Ayrıca Kırgızistan, Türkmenistan ve Azerbaycan gibi ülkelere önemli derecede ihracatlarımızın olduğunu ancak bu ülkelerde de bankacılık konularında sıkıntılar yaşadığımızı, stabil bir maddi yapının olmaması ve ticaretin düzensizliği sebebiyle sorunlar yaşandığının altını çizdi. Bilgin, pazarda yerimizin bu gibi sorunların bürokratik yollarla çözümüyle daha da artacağını kaydetti.

Yönetim Kurulu Üyemiz İsmail Hakkı Kocaoğlu, Türkiye’de yetişmeyen veya kalitesi yeterli olmayan ürünlerin ithalatının yapıldığını, bu ithalatın asıl sebebinin hızlı şekilde üretilen kaliteli ürünlerin aynı ürünleri Türkiye’de üretmenin daha pahalı olmasından kaynaklandığını belirtti. Türkiye’deki üreticilerin de kaliteli ve sürekliliği olan bitkileri yetiştirerek hem iç pazarı tamamen doyurabileceğini hem de ihracatını arttırabileceğinden bahsetti. Ana problemimizin belli kalitede adetli bitki üretememek olduğunu vurgulayan Kocaoğlu, uygun şartlarda üretilen kaliteli ve devamlılığı olan ürünlerle ihracat pazarında her zaman yer bulabileceğimizi belirtti.

Yönetim Kurulu üyemiz olan aynı zamanda Orta Anadolu İhracatçılar Birliği süs bitkileri grubunda da Yönetim Kurulu üyeliği yapan Umut Sakarya, çok eski bir üretim kültürümüz olmamasına rağmen yaklaşık 30 yılda sektörün azımsanamayacak derecede geliştiğinden bahsetti.

Yatırım yapma kültürümüzün gelişmesiyle satış ve pazarlama kültürümüzün de gelişeceğini vurgulayan Sakarya, Türkiye’de sektörün fırsatları ve güçlü yönleri ile tehditleri ve zayıf yönlerine değindi. Genel olarak sektörde uygulanan ihracat politakasının devamlılığı olmayan bir politika olduğunu, ihracatta devamlılığı sağlamak için öncelikle doğru ürünün, maliyet analizine dayalı doğru bir satış fiyatı ve sonrasında doğru Pazar ve doğru müşteriye erişim şeklinde bir yol izlenmesi gerekliliğini vurguladı. SÜSBİR’in doğru pazarın bulunması ve ihracatla ilgili diğer konularda teknik destek sağlayabileceğini belirten Sakarya, üreticilere bu konularda her zaman yardımcı olabileceğimizi söyledi.

Panel, daha çok soru - cevap şeklinde ilerledi ve katılımcılarla samimi bir ortamda karşılıklı konuşma şeklinde tamamlandı.